CORPORATE
- TÜM BAĞIŞLAR SAYFASI
- KURBAN FAALİYETLERİ
- ONLİNE SADAKA VER
- EĞİTİM FAALİYETLERİ
- RAMAZAN FAALİYETLERİ
- KIŞ YARDIMLARI
- AFRİKA EKMEK YARDIMI
- AFRİKA SU KUYUSU
- ARAKAN KAMPLARI SUKUYUSU
- AFRİKA YEMEK YARDIMI
- MARKET KARTI YARDIMI
- AFRİKA ÇOCUK SEVİNDİRME
- ÇOCUKLAR MUTLU OLSUN
- AFRİKA SÜT KEÇİSİ
- PROJELER
- FAALİYETLERİMİZ
‘’Abi ne olur çabuk’’ dedi. Kucağında bebeği ile hemen arabaya bindi. Beni de öyle telaşlandırdı ki, taksimetreyi bile açmamışım vallahi. 10 dk. sonra vardık acile. Dedim ablaya: ‘’Sen gir abla ben de geliyorum peşinden merak etme’’. Park ettim arabayı, buldum ablayı. Çocuğun nefesi kesilmiş, meğer yediği bir şey zehirlemiş. Saatler geçti, sonunda çocuk kendine geldi. Ben niye bekliyordum ki? Alacağım topu topu hepsi 30 TL idi. Sabah ezanı okunduğu sırada, çıktık evlerine doğru yola. Bir eve vardık çıkmaz sokakta. Bekliyorum ki babası falan belki çıkar da karşılar onları. Ama abla bana uzattı anahtarı. Abi açıver kapıyı. İyi de yatak nerede, yatırsın çocuğu üzerine. Bir döşek gördüm sadece köşede bir yerde. Yaydık, çocuğu yatırdık. Kızcağız öyle yorgun ki, gözünü bile açmadı vallahi. Abla dua etti, eski bir çantası var idi. Borcum ne kadar abi dedi. Bir poşet çıkardı. Hiç saymadan hepsini bana uzattı. ‘’Biliyorum abi, seni de işinden ettim. Çok özür dilerim. Ama hayatta başka kimsem yok. Kaybedeceğim kızımı diye korktum çok. Al abi, yeter mi bu bilmiyorum vallahi. Başka tek kuruş da yok, ama çalışır öderim. Zaten pazartesi işe gideceğim. Ne olur affedesin beni. İşinden de ettim seni’’. Koy onu yerine abla dedim. Bir şey istemedim. Otur anlat desem, bir sandalye bile yok ortada. Peki ne arıyor ki böyle boş bir evde bu abla? Eşi vefat edip bu dünyadan ayrılınca, ev sahibi de onları eşyasız sokağa atınca, acımış bir komşu teyze almış onları alt kattaki bu boş odaya. O teyzeden yemişler birkaç gün bir şeyler. Ama teyze de hastalanıp hastaneye kaldırılınca, zor da kalmış bu anne ve kızı da. İş bulmuş, ama pazartesiye daha çokmuş. Birkaç defa komşulardan ekmek alıp yemişler. Ama tekrar gidip isteyememişler. Kimsede paran var mı diye düşünmemiş. Ya da akıl etmemiş. ‘’Annem de babam da çok oldu abi vefat edeli. Kimse de yok gidecek. Ama öyle güzel iş buldum ki, çocuğumda benimle her gün gelebilecek. Ama pazartesiye daha çoktu, aç kalan kızım ağlıyordu. Camdan baktım, bir çöp kutusu. Vardım yanına, aldım yenebilecek ne varsa. Zehirlenmiş işte kızım da’’… Cebimde son maaşımdan kalan 270 TL vardı. Bir an uzatıp ablaya hepsini verince bana da beş kuruş kalmadı. Bende yeni evlendim. Çok da iyi değil gelirim. Fabrika da kapanınca bizim, arkadaşıma söyledim. Taksideki de ilk günümdü geçirdiğim. İş buluncaya kadar idare edeyim dedim. Kendi param hariç, ilk defa 100 TL alıp varacaktım eve bu sabah. Eşimde hamile. Gelirken al demişti biraz peynir vesaire. Bindim arabaya, abimi arayacağım o var aklımda. Uğrayıp biraz para isteyeceğim. Yoksa eve elim boş gideceğim. O arada telefonum çaldı. İyi adam işte, abim aramaktaydı. Dedikleri aynen şunlardı: ‘’Ahmet, sana iki müjdem var. Güvenlik işi buldum, evraklarını topla hemen gel akşama kadar. Yarın başlayacaksın. Bir de babamın tarlaya müşteri geldi, tam da istediğimiz parayı verdi. Razı isen gel, bugün imzaları atalım. Paramızı alıp, biraz ferahlayalım’’… Ey Allah’ım. İyi de o tarla kaç sene oldu satılmadı. Madem satılacaktı, neden o gün bu sabahtı? Sen bana hem iş verdin, rızkımı gönderdin, hem de kaç mislini nasip ettin 270 TL’nin. Ey Allah’ım sen bana çok ama çok zor bir an da yetiştin…
Alıntı.