İnfak, Allah için, iyilik için harcamaktır.

İnfak, Allah için, iyilik için harcamaktır. Rabbimizin en çok hoşuna giden ve üzerinde durduğu hususlardan biridir. O kadar ki, bu yolda infak edileni kendisine ‘güzel borç’ sayıyor ve buyuruyor. 

"Allah'a güzel bir borç veriniz" (müzemil 20) Aslında bu bize bir emir sayılır. Ve başka bir ayette teferruat vererek tamamlıyor.
"Eğer Allah'a güzel borç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah, karşılık verendir, halimdir." (Teğâbün: 107/17). 
Hem verdiğinizi kat kat artırarak iade edeceğini bildirirken bir de bu sebeple bizi bağışlayacağını müjdeliyor. Yeter ki Allah için versin ve başa kalkılmasın.

Bir başka ayet i kerime de ise tekrar teşvik ederken buna uymamanın bizi tehlikeye atmak olduğunu beyan buyuruyor.
(Mallarınızı) Allah yolunda infak edin. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever. .(Bakara 195)

Bu kadar üstüne durulan ‘infak’ miktarı hakkında da Rabbimiz ölçüleri veriyor.
İnfakın en azı için, ‘zekat’, “Ve onların mallarında belirli bir hak vardır:”(me’aric 24) derken, üst tavan için Bakara suresinde cevap veriyor.
“...Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. De ki; «İhtiyaçtan fazlasını».” (Bakara 219)
 Yani kazancından sana yeteri kadarını, israf etmeden harcadıktan sonra, arta kalanı Allah için infak et demektir. Bu azimettir ve en güzelidir. Bu gün için zor görülse de, Efendimiz zamanında malının tamamını infak eden Hz. Ebubekir’ i unutmamak gerekir. 
En son satırda ise bu ve bunun gibi ihlasla yapılan tüm yardımların Allah’a yardım gibi olduğunu, eğer Allah’a yardım edilirse, O’nun da, ayağımızı hak yoldan kaydırmayarak bize yardım edeceğini bildirmiştir.
Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.(Muhammed 7)